Ahi Evran Kimdir ?
Kişiliği üzerinde gerçek mi? Hayal mi? Diye tartışmaların yapıldığı Ahi Evran’ ın hayatı ve kişiliği tarih boyunca karanlıkta kalmıştır. Kırşehir’ de kendi adını taşıyan mahalledeki Ahi Evran Camii’ ne bitişik olan türbesinde yattığı bilinen Ahi Evran Şeyh Nasirüddin Mahmudun 200 seneye varan zaman farkı içinde yaşadığı devir dahi saptanamamıştır. (Çağatay, 1989, s.49 ).
Bu konuda bütün araştırmacıların ortak fikri, Türk iş ve esnafının büyük piridir. Ahi Evran’ ın deri işçiliği ve teşkilatında çok başarılı bir kişi olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. İsmi, Mahmud bin Ahmed al-Hayi, künyesi Ebü’l Hakayık, lakabı Nasirüddin’ dir. 1171 (H.567) senesinde İran’ ın batı Azerbaycan taraflarında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur.
Zamanın en büyük alimlerinden olan Fahreddin-i Razi’nin derslerine devam ederek fen ve din ilimlerini öğrenmiştir. Ahmed Yesevi Hazretlerinin sohbetlerine devam ederek tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşmuştur. Şiyabüddin-i Sühreverdi Hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Bir hac yolculuğu esnasında evliyadan Evhadüdin Hamid Kirmani ile tanışıp, onun talebeleri arasına katıldı ve tıp ilimlerinde derin alim, tasavvuf yolunda da yüksek makam sahibi bir veli oldu.
Muhyiddin İbni Arabi ve hocası Evhadüddin’ le birlikte Anadolu’ ya gelen Ahi Evran çeşitli Anadolu şehirlerini dolaşarak vaazlarında esnafa İslamiyet’ i anlatmış, dünya ve ahiret işlerini düzenli hale getirmeleri için nasihatlerde bulunmuştur. Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Müslümanların kuvvetlendirilip teşkilatlandırılması için çalıştı. Hocasının vefatından sonra yerine geçti ve vekili oldu. Kayseri’ ye yerleşti. Debbağlık yaparak geçimini temin ettiği gibi Müslümanlara Allahü Tealanın emri ve yasaklarını da anlattı. Bilhassa sanat sahibi kimselerin arasında çok sevildi. Zeka ve çalışkanlığı ile Ahi Şeyhliğine yükseldi. (www11.ewebcity.com/ahibirlikleri/ahievran).
Ahi Evran-ı Veli’ yi tanımak Ahiliğin bazı yönlerini anlamak için yeterlidir:
Ahi Evran, çarşı-Pazar kuran, bireylerin meslek sahibi olmaları için ömrünü harcayan bir müteşebbistir.
Ahi Evran, zaviyelerinde Ahilere ve özellikle genç Ahilere milli ve manevi terbiye veren bir pedegogdur.
Ahi Evran, Türklere, halk kültürünü nesilden nesile aktaran, görgü kurallarını, centilmenliği ve insanlarla ilişkilerdeki temel doğruları anlatan bir öğretmendir.
Ahi Evran, Ahilere genel kültüre ait zenginlikleri kazandıran misyon adamıdır.
Ahi Evran, düşmana karşı milleti direnmeye çağıran vatansever bir askerdir.
... Ve nihayet Ahi Evran, Hacı Bektaş ile, Edebali ile birlikte Ertuğrul Gazi’ ye Osmanlı Devleti’ ni kurduran bir devlet adamıdır. (www.ahilikvakfi.sitemynet.com/ahi.htm).
Moğollar, Ahi Evran’ ın nüfuzundan ve sevenlerinin çokluğundan korkuyor, ne pahasına olursa olsun öldürülmesini istiyorlar, bunun için Kırşehir eminine baskı yapıyorlardı. Nihayet Ahi Evran 1262 (H.660